Ekonomi

Türkiye ile ABD arasında yeni bir dönem başlıyor

Türkiye-ABD İş Kurulu (TAİK) Lideri Mehmet Ali Yalçındağ, “ABD ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin son 3 yılda yüzde 54 oranında artması, 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin çok uzakta olmadığını gösteriyor. Ticari ilişkileri güçlendirmek. Geniş bir coğrafyayı ve güçlü bir pazarı temsil eden ABD’ye devlet merkezli bir yaklaşım getirmemiz gerekiyor.” söz konusu.

Amerikan Şirketler Birliği (AmCham Türkiye) ve TAİK TAİK Lideri Mehmet Ali Yalçındağ, AmCham Türkiye İcra Kurulu Lideri Tankut Turnaoğlu, TAİK Lider Yardımcısı Haydar Yenigün ve AmCHAm iş birliğinde düzenlenen “Türkiye-ABD Ticari İlişkilerinde Geleceğe Bakış” temalı toplantı Başkan Yardımcısı Emre Karter. katılımıyla.

İkili ilişkilerin ele alındığı ve önümüzdeki dönem hedeflerinin paylaşıldığı toplantının açılışında konuşan TAİK Lideri Mehmet Ali Yalçındağ, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını belirtti.

Yalçındağ, bu nedenle toplantının başlığını “ABD ile yeni dönem” olarak belirlediklerini, son yıllarda tedarik zincirindeki kırılmaların dünya çapında yakın pazarları ve üretim üslerini ön plana çıkardığını ifade etti. Salgın sonrası talebin azalması Türkiye’deki ticaret yollarının yeniden şekillenmesine yol açtı. ABD ile dış ticaretin de bundan olumlu etkilendiğini söyledi.

Yalçındağ, Türkiye ile ABD arasında 2019’da 20 milyar doların altında olan ticaret hacminin 2022’de 32 milyar doların üzerine çıktığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“ABD ticaret verilerine baktığımızda 2022 yılında ABD’nin ithalatı 2019’a göre yüzde 35 artarken, Türkiye’den ithalat ise yüzde 80’in üzerinde arttı. ABD’li şirketlerin bu dönemde otomotiv satışları 2021’de 1 milyar doların üzerine çıktı. Türkiye ile ABD arasındaki siyasi ilişkilerin son yaz döneminde olumlu ilerlemesi, önümüzdeki döneme ilişkin verilen olumlu sinyaller beklentilerimizi güçlendirdi. Ticaret de hızlanacak.Yol haritası oluşturmaya çalışıyoruz. Lider Trump ve Lider Erdoğan ile başlayan ‘100 milyar dolar’ ticaret hacmi hedefimiz, hükümetler tarafından benimsenen bir politikaya dönüştü.

ABD’de Başkan Biden hükümetinin değişime rağmen bu politikayı sürdürmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Siyasi sorunlar ne olursa olsun karşılıklı ticaretimizin bunlardan etkilenmeden istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu açıdan ticaretimiz ilişkilerimiz açısından önemli bir güvence teşkil ediyor. Ticaret hacminin son 3 yılda yüzde 54 artması, 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin uzak bir hedef olmadığını bize gösteriyor. TAİK olarak geniş bir coğrafyayı ve güçlü bir pazarı temsil eden ABD’ye, 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak ve ikili ticari bağları güçlendirmek için devlet merkezli bir yaklaşım benimsememiz gerektiğine inanıyoruz.

“Türk firmalarının yer aldığı büyük projelerde ABD’li firmalarla ortak girişimler gidişatı değiştirebilir”

Mehmet Ali Yalçındağ, Türkiye’nin yakın çevresinde 1,2 milyar insanın yaşadığı ve 28 trilyon dolarlık bir pazara ulaşabilen bir konumdayken, ABD’de sadece 330 milyon insanın bulunduğunu ve bunun büyük bir rakamı temsil ettiğini unutmamak gerektiğini vurguladı. 27 trilyon dolarlık bir pazar.

Bu kapsamda TAİK eyalet komitelerinin yapılanması ile her eyalette sektör odaklı etkinlikler düzenleyeceklerini belirten Yalçındağ, şöyle konuştu: “Mesela Kaliforniya’ya teknoloji ve start-up odaklı heyetler göndereceğiz. Massachusetts’te tıbbi malzeme sanayi ve Michigan’da otomotiv yan sanayi kısmı için Türkiye, ABD ile ticaretini 100 milyar dolara çıkardığında, ABD’nin yirmi beşinci büyük ticaret ortağından on üçüncü ticaret ortağı olacak. Döviz kurunun istikrarı açısından çok önemli olduğunu düşünen açıklamalarda bulundu.

Yalçındağ, Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin bir diğer boyutunun da Çin’in dünya ekonomisindeki küresel nüfuzunun yarattığı dinamikler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“ABD gibi Türkiye de Çin ile özellikle Afrika’da rekabet halinde. Çin’in Afrika’daki varlığının Pekin’in jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olduğunu görüyoruz. Çin’in Afrika ve Orta Asya bölgelerinde ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan ülkeler üzerinde yönetilemeyen borç yükleri var. siyasi etki sağlayarak aslında bu ülkelerin stratejik kaynaklarına ve altyapılarına hakim olmayı hedefliyor.Uzmanlar, Çin’in büyük altyapı projelerini bilinçli olarak ekonomik açıdan zayıf ülkelere ödünç verdiğini, bu ülkelerin borçlarını ödeyememeleri durumunda Çin’in bu projeleri devraldığını savunuyor. Türk şirketleri, değeri 78 milyar doları aşan 1.500’den fazla projeyi hayata geçirerek Afrika ülkeleriyle altyapı, sağlık, ticaret, kırsal kalkınma, enerji ve tarım gibi alanlarda iş birliği yapıyor.

Yüklenicilerimiz inşaat projelerini daha yüksek kalitede, zamanında ve makul maliyetle teslim etmek için sıklıkla yerel işletmeler ve işçilerle işbirliği yapar. Geçtiğimiz yıl Türk inşaatçıların Sahraaltı Afrika’da üstlendiği projelerin değeri 5 milyar doları aştı ve yurt dışındaki tüm Türk inşaat projelerinin yüzde 17’sini oluşturdu. Ancak Türk şirketleri şu anda Çin Exim Bank ve Çin İpek Yolu Fonu gibi Çin hükümeti destekli kredilerle rekabet etmekte zorlanıyor. Bu yarışmanın şeklinin ve hamlelerinin oldukça karmaşık olduğunu müteahhitlerimizden her fırsatta duyuyoruz. Türk şirketlerinin yer aldığı büyük projelerde ABD’li şirketlerle yapılacak ortak girişimler bu gidişatı değiştirebilir. Kazan-kazan durumu yaratabilecek bu ortaklıklar, ABD’li şirketlerin Çinli şirketlerle olan rekabetini güçlendirecek. Türk-ABD iştirakleri de kıtada gerçek bir kalkınma fırsatı sunabilir. Bu nedenle hem ABD Exim’e hem de Türkiye Exim’e davet yapıyoruz. Afrika ve Orta Asya’daki projelerin finansmanını daha da güçlendirecek bir formülün acilen bulunması gerekiyor.”

“Amerikalılarla daha çeşitli ortaklıklar kurmamız gerekiyor”

Yalçındağ ayrıca, Türk müteahhitlerin uzun yıllardır Orta Doğu ve Afrika’daki ABD diplomatik misyonlarının bir kısmını inşa ettiğini söyledi. dedi.

Yalçındağ, ABD ile Türkiye arasındaki öğrenci değişim programının 2017 yılında sonlandırıldığını ancak son aylarda programın yeniden canlandırıldığını ve iki ülke arasında askeri eğitim alanında gelişmeler yaşandığını belirtti.

“Alize Rüzgarları önümüzdeki yıl Türkiye’de yeniden gerçekleşecek, son 15 yılda ikinci kez Türkiye’de yaşanıyor”

Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin katılımıyla Agile Spirit-Agile Spirit 2023 tatbikatının gerçekleştirildiğini hatırlatan Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti:

“Öte yandan Amerikan Kongre üyeleri de Türkiye’yi ziyaret etti. Bunların hepsi çok değerli sinyaller. Bu güzel havanın etkisinin yakın gelecekte ticarete de katkı sağlayacağına inanıyorum. ABD Ticaret Bakanlığı’ndan bir güzel haber daha paylaşıldı. ikili çıkarların ivme kazandığı günler… Gelecek yıl mayıs ayında ABD hükümetinin en büyük ticaret heyeti olan “Trade Winds”in Türkiye’de yer alacağı açıklandı.

Bu tekrarın başka bir örneği yoktur. Her yıl farklı bir ülkede düzenlenen bu etkinlik için Türkiye’nin seçilmiş olması, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geleceği açısından önemli bir göstergedir. ABD’li bakan ve bakan yardımcılarının katılımıyla ortalama 50 Amerikan şirketinin ülkemize gelmesini öngörüyoruz. Tüm özel departmanlarımızı yakın markalaşmaya yönelik bu programı almaya davet ediyorum.”

“Türkiye Yatırım Konferansı” bu yıl özellikle ABD’li yatırımcılardan beklentilerimizin çok üzerinde ilgi gördü.”

Yalçındağ, TAİK olarak bu yıl 13’üncüsü düzenlenecek “Türkiye Yatırım Konferansı” hazırlıklarına da değindi. Yalçındağ, 19-20 Eylül’de New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında ​​iki günlük bir Türkiye programı düzenlediklerini belirterek, şu bilgileri verdi:

“Şunu söylemeliyim ki bu yıl özellikle ABD’li yatırımcılardan beklentilerimizin çok daha fazlasını aldık. Toplantının kayıtlarına 10 günden fazla süre varken toplantı salonunun kapasitesini doldurduk. Goldman Sachs’ın ev sahipliğinde 19 Eylül’de Sayın Mehmet Şimşek ile yatırımcıları bir araya getirdik. Bu demek oluyor ki dünyanın en önemli fonları, portföy yöneticileri Türkiye’yi dinleyip bu bileti almak istiyor. Bu toplantının ardından 20 Eylül’de Başkanımızı getiriyoruz. 20 Fortune 100 CEO’su ile sınırlı katılımla kapalı bir toplantıda bir araya geldi.

Cumhurbaşkanımızla dünyanın en büyük şirketlerinin iki ülke ortasında gerçekleştirmek istedikleri yatırım ve iş fırsatlarını tartışacakları dolu dolu ve çok keyifli bir toplantıya hazırlanıyoruz. Dünyada ticari ve ekonomik istikrarın bu kadar hızlı değiştiği bir dönemde bizim de hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Sizlerin de desteğiyle bu heyecanı herkesle paylaşmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu hedefe yönelik atacağımız somut adımları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.”

“Özellikle Ukrayna-Rusya savaşının ardından ABD şirketlerinin çoğu yapılarını Türkiye’ye kaydırıyor”

AmCham Türkiye Yürütme Konseyi Lideri Tankut Turnaoğlu ayrıca Türkiye-ABD ekonomik çıkarları, AmCham Türkiye öncelikleri ve önümüzdeki haftalarda Washington ve New York ziyaretleri hakkında da bilgi verdi.

Türkiye ile ABD arasında uzun yıllardır güçlü bir ilgi olduğuna işaret eden Turnaoğlu, bu bağın dünyadaki en değerli ve vazgeçilmez stratejik bağlantıların ortasında yer aldığını söyledi.

İki ülke arasındaki ticarette son 2 yılda yaşanan artışın çok değerli olduğunun altını çizen Turnaoğlu, “Burada bir ticaret ivmesi var ve dengeli bir ticaret var. Şu anda ABD, Türkiye’nin ihracat yaptığı ikinci ülke. Almanya’dan sonra en çok ABD. “Türkiye’de Türkiye ile ticaret artıyor ve ABD de bunu önemsiyor. Türkiye’de 125 ABD merkezli şirketin ve 100 milyar dolarlık yatırımın temsilcisiyiz. Birinci önceliğimiz ABD’nin Türkiye’deki yatırımlarını korumak ve artırmaktır.” dedi.

ABD merkezli şirketlerin Türkiye’deki yatırımlarının arttığına dikkat çeken Turnaoğlu, şöyle konuştu:

“Örneğin üyelerimizden Mondelez International, Türkiye’de son 5 yılda 110 milyon dolar yatırım yaptı ve buradan ABD’ye ihracat yaparak 60 milyon doların üzerinde ürün ihraç etti. Üyelerimizden Kraft Heinz bir yenisini daha yaptı. 100 milyon dolarlık değerli yatırım. ABD şirketleri. Biz genelde uzun vadeli yatırımlar yapıyoruz, Türkiye’de ekonominin istikrara kavuştuğu ortamda bunun daha da artacağını öngörebiliriz. Dünkü MVP programının amacı da bu. İkinci önceliğimiz ise; Türkiye’yi ABD şirketleri için bölgesel bir merkez haline getirmek.

Özellikle Ukrayna-Rusya savaşının ardından ABD şirketlerinin çoğu yapılarını Türkiye’ye kaydırıyor ve bunun artarak devam edeceğini öngörüyoruz. Şu anda üyelerimizin dörtte biri aslında Türkiye’den bir bölgeyi yönetiyor ve bunun daha da artacağını düşünüyoruz. Üye firmaların çalıştığı Türk firmalarının küresel değer zincirine daha fazla katılımını sağlamak için çalışıyoruz. Örneğin P&G Türkiye olarak yurt içi tedarikçilerimizden 82’si yurt dışındaki P&G şirketlerine yaklaşık 140 milyon dolarlık hammadde ihraç ediyor. Bunun birçok örneği var.”

Turnaoğlu, iki yıldır üzerinde çalıştıkları “Küresel Türkler” isimli projenin bulgularında, Türkiye’de büyüyen ve daha sonra yöneticilik görevlerinde görev alan “1.000 Küresel Türk”ün yetenek haritasını ortaya çıkardıklarını aktardı. bunu önümüzdeki haftalarda New York’ta yapılacak tanıtım toplantısında açıklayacaklarını söyledi.

Tüm bunların yanı sıra yaptıkları ve hedefledikleri diğer çalışmalara da değinen Turnaoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

“Trade Winds 2024, 15 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşecek”

Turnaoğlu, “Türkiye’nin iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme programlarının entegrasyonuna aktif destek sağlamak istiyoruz. Amerikan şirketlerinin Türkiye ile ilişkileri ticari açıdan olduğu kadar sosyal dayanışma ve sürdürülebilirlik alanında da öne çıkıyor ve bir diğer önceliklerimizi oluşturuyor. Örneğin sürdürülebilirlik odaklı üyemiz Dow ve Aksa Holding’in ortak yatırımı olan Dow Aksa şirketi, rüzgar kanadını daha verimli ve daha hafif hale getirmek için yaptığı karbon fiber yatırımıyla AmCham Yatırım Ödülü’nü kazandı. 2 milyar dolar. Doların üzerinde katkı sağladı, teknoloji anlamında bu katkının daha da artırılması için çalışmalar devam ediyor, bununla ilgili Ekim ayında bölgede bir toplantı yapacağız.” değerlendirmesini yaptı.

Turnaoğlu, ABD hükümetinin en değerli ticari etkinliklerinden biri olan Trade Winds 2024’ün 15 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşeceğini belirterek, Türkiye’nin bu toplantıya seçilmesinin, dünyada yeni bir dönemin başladığının en somut göstergesi olduğunu söyledi. iki ülkenin ortasında.

Turnaoğlu, “2017 yılından bu yana uygulanmayan TIFA mekanizmasının sonbaharda Ankara’da yeniden uygulamaya konulması da somut bir gelişme. Türk-Amerikan ticaretini geliştirebilecek değerli bir adım.” söz konusu.

“Dün OVP’nin açıklanması, Mehmet Şimşek ve Goldman Sachs ile görüşmenin önemini artırdı”

Toplantının ardından AmCham Türkiye ve TAİK yetkilileri gazetecilerin sorularını yanıtladı.

TAİK Lideri Mehmet Ali Yalçındağ, “Dün OVP’nin açıklanması, Mehmet Şimşek ve Goldman Sachs ile görüşmemizin önemini artırdı. Aldığımız bilgilere göre ABD’li yatırımcılar programı dinlemek, soru sormak ve soru sormak için bizi sabırsızlıkla bekliyorlar. Cevapları ilk elden alın.” dedi.

Türkiye’nin hiçbir şey için geç kalmadığının altını çizen Yalçındağ, ABD ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin ekonomik bağlara etkisine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“ABD’li yetkililer ticaret-siyaset ve askeri konularda zaman zaman bu üçünü birbirinden ayırıyor, zaman zaman birlikte hareket ediyor. Türkiye, Çin sorunu nedeniyle ortaya çıkacak fırsatı hâlâ kaçırmış değil. Türk-Amerikan ilişkilerinde bu gerekliydi. Direksiyonu çevirmek için, o çarkı çevirdikten sonra onu hızlandırmak çok önemli.”Çin’den aldığımız fırsatı hâlâ kaçırmış değiliz ama bazı siyasi meseleler bu durumu biraz geciktiriyor. Türkiye artık her şeyi söylendiği gibi yapan bir ülke, yapmadığında ceza alan bir ülke değil, oyun kurucu olmuş bir ülke. ABD de olsa oturup her şeyi yaparız.” konuşuyoruz.

Uzun süredir siyasi ve askeri alanda yaşanan sorunların artık sona erdiğini görüyoruz… Ekim ayının bunun için bir milat olduğunu düşünüyoruz. Ekim ayı itibarıyla iş dünyası olarak Türk-ABD ilişkilerinde başka bir boyuta, başka bir noktaya geleceğimizi görüyoruz. Yeni dönemde ticarette ertelenen ve 100 milyar dolara ulaşacak adımlar çok daha hızlı atılacak. 100 milyar dolar hedefi belirlenmiş bir hedef değil, iki ülkenin ortasında tamamen stratejik olarak belirlenmiş bir hedeftir.

Öte yandan AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Turnaoğlu, ABD’ye vize kolaylığı sağlanmasına ilişkin soru üzerine, ciddi bir sorun olan vize konusunda büyük ilerleme kaydedildiğini belirterek, “Öyle bir gelişme yaşandı ki” dedi. 2 yıla kadar süren vize randevuları yüzde 100 çözülmedi ama ciddi bir iyileşme yaşandığını söyleyebilirim.” söz konusu.

TAİK Başkan Yardımcısı Haydar Yenigün de Türkiye’nin çoğu alanda oyunun içinde olduğuna dikkat çekerek, üreten bir ülke olarak Türkiye’nin ABD ile ikili ilişkilerinde herhangi bir sorun öngörmediğini söyledi.

Türk heyetinin ABD ziyareti

AmCHam Başkan Yardımcısı Emre Karter, Türkiye’nin ABD’ye yaptığı siyasi ziyaret hakkında bilgi verdi.

Karter, eylül ayıyla birlikte ikili ziyaretler ve iş odaklı yatırım ve ticaret faaliyetleriyle bu gelişmeleri hızlandıracak yeni bir dönemin başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“12-15 Eylül’de AmCham heyeti olarak Washington DC’ye bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Burada 4 gün boyunca Kongre, Senato üyeleri ve önde gelen düşünce kuruluşlarıyla toplantılar gerçekleştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin ev sahipliğinde bir resepsiyon düzenliyoruz. ve Washington Büyükelçiliği tarafından kutlanan Konsey haftasında New York’ta Türk-Amerikan ilişkilerini öne çıkaracak birçok etkinlik düzenleniyor.

Bu etkinliklere başta Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız, iş dünyası temsilcileri olmak üzere çok sayıda üst düzey yetkili katılıyor. AmCham olarak bu etkinlikler kapsamında ABD’li yatırımcıların ve üst düzey yöneticilerin TAİK Yatırım Konferansı’na katılımına da destek sağlıyoruz, üst düzey yönetici derken CEO ve yönetim kurulu başkanını kastediyoruz. 18 Eylül’de Global Turks projemizin sonuçlarını açıklayacağımız uluslararası lansman toplantımızı New York’ta gerçekleştireceğiz. Citibank’ın, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi iş birliğiyle ev sahipliği yapacağı bu etkinlikte, Küresel Türk’ün en iyi örneklerinden isimler konuşmacı olarak yer alacak. Bu panelde hem Amerikan şirketlerinden örnekler vereceğiz hem de İstanbul Finans Merkezi Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem’i ağırlayacağız.”

“Türkiye’deki yatırımların yüzde 9,2’sini oluşturan toptan ve perakende ticaret sektörü en cazip dördüncü branş olarak öne çıkıyor”

Toplantıda paylaşılan bilgilere göre, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’ya yakınlığı, 1,3 milyar nüfuslu 26 trilyon dolarlık büyük bir pazara erişimi nedeniyle önemli bir potansiyele sahip. sadece 4 saatlik uçuş mesafesinde ve stratejik coğrafi konumundadır. 85 milyondan fazla nüfusuyla önemli bir iç pazara sahip olan Türkiye, Avrupa Gümrük Birliği üyeliği ve çok sayıda serbest ticaret anlaşmasıyla yaklaşık 1 milyar insanı kapsayan geniş bir serbest pazar alanına erişim sağlıyor.

Türkiye’deki yabancı yatırımların sektörel dağılımına bakıldığında finans şubesinin yüzde 31,4 gibi değerli bir paya sahip olduğu görülüyor. İmalat ve enerji branşlarının toplam yatırımlara katkısı sırasıyla yüzde 24,1 ve yüzde 10,2’dir. Özellikle Türkiye’nin aldığı toplam yatırımların yüzde 9,2’sini oluşturan “toptan ve perakende ticaret sektörü” dördüncü en cazip branş olarak öne çıkıyor.

Türkiye’nin ABD’ye 2016 yılında 2 milyar doların biraz üzerinde olan hizmet ihracatı, 2021’de 3,9 milyar dolara yükseldi. Resmi olmayan rakamlara göre 2022 yılında ABD’ye hizmet ihracatının 5 milyar doların üzerinde olacağı tahmin ediliyor. Haziran 2022 ile Mayıs 2023 arasında Türkiye’yi ziyaret eden ABD’li turist sayısı yaklaşık 1,1 milyona ulaştı.

guney-ajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu